İspanya'da Tırmanış Dolu Bir Ay - 3 - Albarracin, Chulilla



Rodellar'dan 3,5 saat süren yolculuktan sonra gece yarısı meşhur boulder bölgesi Albarracin'e ulaştık. Arabayı kuytu bir yere çekip çadırımızı kurup yattık. Ertesi gün hava yağışlı ve biz de dinlenmek istiyoruz. Albarracin turistik bir yer ve Cumartesi günü her yer yerli turist dolu. Taş sokakları ve kalesiyle görülmeye değer bir yer.
Ekip Albarracin eski şehrinde.

Biz şehri biraz turlayıp boulder bölgesine yollandık. Albarracin Kamping'de fiyatlar Rodellar'ın iki katından fazla, biz de burayı boşverdik. Doğruca tırmanış bölgesine geçtik. Burada her tarafta sırtında minderli tırmanışçıları görmek mümkün. Park alanına aracını çeken çam ormanının derinliklerine yürümeye başlıyor. Ben daha önce kayada hiç boulder yapmadığımdan heyecanlandım. Buradaki kayalar nefis turuncu kum taşı. Krimpler, cepler, delikler çeşit çeşit tutamak var. Biz de kafamıza göre bir o yana bir bu yana dolanarak rotaları tırmanan grupları izlemeye koyulduk. Yarın için güzel bir keşif oldu. Akşam yine çadırdayız. Çadır özgürlük be. Bir de kamp ateşi.
Albarracin'de tenha bir köşe.

Ertesi gün peynir ekmek zeytin reçel kahvaltıdan sonra doğru kampinge gidip 2 minder kiraladık. Tanesi 7 euro, büyük boy ama dökülüyor. Neyse minderleri arabanın üzerine bağlayıp kayalara yollandık. Dünkü keşfimizden aklımızda kalanları deniyoruz. Derece filan alakamız yok. Biri varsa soruyoruz. Bir grubun toplandığı tavan geçişli rotaların bulunduğu bir bloğa biz de tırmanmaya başladık. Tavandaki cebe atlayıp sonra geniş bir hamle ile sağa geçip dinamik bir hamleyle biten rotayı parça parça deneyip sonra baştan çıktım. Sordum 7B+ imiş. İyi. Bu arada Yasir de rotayı tamamladı. Ormanda dolanmaya devam ederken dün birinin denediğini gördüğümüz bir rotaya girdik. Sağ topuk, sol topuk derken kilidi bir türlü yapamadık. En az 7C si var deyip ayrıldık ama enerjimiz de bitti. Hava çok soğuk ve rüzgarlıydı. Bu havada boulder tam bir ızdırap. Sıcak kalamıyorsun birader. Bir kaç rota daha deneyip günü bitirdik. İlk kaya boulder deneyimimde spor tırmanıştan çok farklı bir şey olduğunu anladım. Ortamı muhabbeti bile farklı. Yine yapılır neden olmasın?
Yasir de ben de çok denedik ama olmadı. Zor baba.

Albarracin'den çıkıp Chullia'ya yola koyulduk. Yol 2,5 saat. Tugay direksiyonda. Yorgunuz mayışmışız. Otobanda akıyoruz. Derken Tugay'ın sesi yükseldi. Kafamı kaldırdım o da ne tarla gibi bir yerde gidiyoruz. Ya şimdi otobandaydık. Çok geçmeden araba çakıllara saplanıp durdu. Lan noluyo. Olay şu: Tugay gps in sağa çıkış verdiğini görüp sağa girer. Meğer girdiği yol hiç bir uyarı tabelası veya ışık olmayan inşaat halinde bir yolmuş. Tugay o hızla dalıp fren yapana kadar biz çakıllara saplanmışız. Al başına belayı. Yasir zaten kafayı kırdı arabadan çıktı gitti. Neyse indik başladık çakılları ellerimizle küremeye. Ön tekerleri meydana çıkarıp büyükçe taşlarla destekledik. İlk birkaç denemeden sonra araba biraz geri geldiyse de sonraki tüm uğraşlarımıza rağmen zerre kıpırdamadı. Arabanın göbeği çakıllara oturmuş tekerler boşa dönüyor. Üstümüz başımız toz içinde. Tugay otobana yardım bulmak için gitti, çok geçmeden bir polis aracıyla döndü. Polis baktı sigortayı arayın diyor. Tırmanışçıyız deyince başladı tırmanış muhabbetine. Şuraya da gidin diyor. Dedik bırak şimdi senin arabana bağlayalım bizi çek. Hemen fotoğraf için kullandığımız statik ipi dört kat yapıp sistemi kurduk. Polis çekince araba kurtuldu. Bu arada bizim yaptığımız hatayı yapan başka bir araç da çakıllara saplandı. Şaka gibi. Neyseki o daha erken fren yapmış. Kurtuldu ve takıldık polisin peşine yola bağlandık. Akşamın köründe girdiğimiz maceraya bak. Tekrar yola girdik ama canta giren çakılların sesleri yol boyu devam etti. Haliyle Chullilla'ya da geç geldik. Kampingde yer yok. Herifler kapıyı bile açmadı. Tamam klasik plana dönüyoruz. Bara gidip Airnb.com dan ev bakıp millete soruyoruz. Yarım saate kalmadan 40 euroya bir ev bulduk. Ev sahibi tatlı bir tırmanışçı abla. Ev beş kişilik geniş rahat. Harika taş sokakların arasında. Tamam şimdi dinlenme zamanı yarın keşif ve tırmanış var. Ertesi gün işlerimizi yoluna koyup öğleden sonra Oasis Sektör'e yollandık. Kaya bantlarının bulunduğu vadi tek kelimeyle muhteşem. Tertemiz akan bir dere ve üzerinde sallanan köprülerden sektörden sektöre geçiyorsun. 60 metrelik kaya bandı uzadıkça uzuyor. Turuncu yüzey rotaları, kolonetli sektörler var. Tek eksik fazla negatif rotaların olmaması.
Çok huzurlu bir tırmanış bölgesi. Patikalar çok iyi.


Tırmanışa hazırız.

6b+ ile başladığımız soğuk ve rüzgarlı güne Miguel Gomez 7a+(8+) rotasıyla devam ettik. Ben yan sektörü keşfederken Yasir rotayı ilkgörüşte (onsight) çıkmış. Ben de girip ilkgörüşte çıktım. Yav abi soğukta tırmanırım da bu rüzgar başka bir şey, tırmanırken bile ellerim soğuk. Sonrasında Yasir açık bulduğu 7b+(9-) bir hattı denedi. Tugay başka bir 7a denedi. Benimse aklım yan sektördeki iki rotada. Biri 7a+(8+) başlayıp ikinci ip boyu 7c+(9+) devam eden 55 metrelik Pim Pam Pons rotası. Diğeri ise 40 metrelik 7b(8+/9-) başlayıp 7c (9) biten Los Caminantes rotası. Neyse 9 derece devam edene gireyim 55 metreye girilmez deyip ilkgörüş (onsight) daldım. 7b lik ilk ip boyunda hafif zorlansamda düşmeden istasyona vardım. İkinci ip boyu uzaya gidiyor. Haydi bakalım deyip ona da devam ettim. İki dev kolonetin arasından giden hatta tutamak yok. Bildiğin yok. Kolonetlerin üzerindeki çıkıntıları tuta ite, baca pozisyonunda yükselmeye başladım. Öyle güvensiz bir tırmanış olamaz. Üşüme filan kalmadı, yanıyorum. Derken üç buçuk atarak dinlenmeye çalıştığım bir pozisyonda Tugay ipin yarısı geldi demez mi. Yav mümkün değil rota 40 metre ip 80 metre, peki istasyon nerde? Önümde en az 4 bolt var yanlış rotaya mı girdim. Acaba 9+ mı bu derken Tugay'a seslendim: S.kerler 9+ ise 9+ ben devam ediyorum. Ayağımı kolonetin üzerindeki lanet güvensiz yerlere koyarak yükselmeye devam ettim. Bu arada olmam gereken 40. metredeki istasyonu da yan rotada görüyorum. Ve güzel haber ekpresim de yok. 16 tane almıştım ama 55 metrelik rotaya yeter mi? Baktım üzerimde iniş yapmak için eski, erimiş iki karabin var. Yapacak bir şey yok, bunlara klip atıp devam edeceğim. Bir yerde artık her şey bitti deyip koca koloneti tokatlarken nasıl olduysa yine rotada kalıp devam ettim. Klip de atamıyorum ip hayvan gibi ağırlaştı. Evet son karabinimi de kullandım ama duramam bu kadar ilkgörüşte gelmişim umurumda değil. Şansıma bir sonraki bolt istasyon çıktı. İstasyona dokunup zafer çığlığını bastım. Sonra bir alt karabinden rotayı topladım. Her halde tırmanış hayatımda böyle bir zihin savaşı vermedim. Tamamen zihin gücünü ve ayak tekniğini sınayan bu derecede bir rotayı ilkgörüşte çıkabilmenin sevinciyle nara atarak rotayı temizledim. Çıkışım neredeyse bir saati bulmuş. Sağolsun Tugay sabırla emniyette bekledi ve inince beni tebrik etti. Tabi ben niye rotalar karıştı derken anladım ki 40 metre olan 9+ imiş. Ben doğru rotaya girmişim sadece uzunluğu yanlış anlamışım. 9+ nın sevinci kısa sürdü, 9 u ilkgörüşte çıkmışım. Allah bereket versin. Tekrar bu seviyeyi yakalamak çok güzel. Tabi benim uzun süren çıkışımdan donra akşam çöktüğünden yıldızların altında geri döndük. Bütün ekibe benden türlü yemeği.
Ertesi gün biraz dağılmış hissettiğimden evde biraz daha dinlenip öğleden sonra iki gibi ekibe katıldım. Ramallar sektörde 7a+, 7b+, 7c+ rotalar deneyip güneşli havanın keyfini çıkardığımız bir gün oldu. Yasir keçiboynuzu ağaçlarına dalmış biraz da portakal toplamış. Bu arada iki yıl önce Geyikbayırı'nda birlikte tırmandığımız Adam ve Nick de buradalar. Hoş bir karşılaşma oldu. Tırmanış dünyası küçük.
Ve Chullia'da son günümüz. Üst üste dördüncü tırmanış günümüz olacak ama kimin umrunda zaten İspanya'dan ayrılacağız. Onsight girdiğim Vivi 7c rotasında şakladım. Yorulmuşum abi. Bir yandaki Si vols, pots 7b rotasına girdik. İlk defa elle açılmış tutamakları olan bir rota görüyorum. Yasir'le Tugay'ı izledikten sonra bir deneme yapıp son hamleden düştüm. Sonra antrenmana bağlayıp aynı rotayı defalarca denedik. Bence gayet keyifli bir rotaydı.
Yasir rotada. (Si vols, pots 7b, 8+/9-)

Si volts, pots rotası vidyosu burada.

İspanya'nın çeşitli tırmanış bölgelerinde geçen 25 günden sonra geri dönme vakti. Genel bir değerlendirme yapacak olursak bence Türkiye'de sahip olduğumuz dört bölge (Geyikbayırı, Çitdibi, Datça ve Kazıklıali) bize her stilde tırmanış imkanı veriyor. Özellikle kamping ve sektörlere ulaşım kolaylığı olarak İspanya'daki hiç bir bölge Geyikbayırı kadar rahat değil. Ancak buraya gelmenin bir tırmanışçının ufkunu açmak için önemli olduğunu düşünüyorum. 9a+ rotalar görmek, birinin bu rotaları denemesini seyretmek ufuk açıcı. Şunu da söylemek lazım eğer İspanya'ya uzun süreli tırmanış için gelecekseniz karavanla gelmek ya da kiralamak çok uygun bir yöntem olabilir.

Furkan Akkaya

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar